6 Mart 2012 Salı

Hz Ali ve Hz Osman

Sual: Bazı kimseler, (Hazret-i Ali, halifelik döneminde hiçbir yeri fethetmedi, İbni Sebecilerin ölüsünü yaktı, Hazret-i Osman da akrabalarını işe aldı) diyerek bu mübarek iki zata saldırıyorlar. Bu zatlara dil uzatılması caiz midir?
CEVAP
Bu iki mübarek zat, sahabi olduğu için, onları incitici söz söylemek, asla caiz değildir. Çünkü Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Eshabım anılınca, dilinizi tutun!) [Taberani]
(Eshabımın hiçbirine dil uzatmayın!) [Buhari]
Bu iki zat, Eshab-ı kiramın en üstünü olan dört kişiden ikisidir. Cennetle müjdelenen on kişi arasındadır. Her ikisi de, Resulullah efendimize damat olmak şerefine kavuşmuştur. Hazret-i Ali, ayrıca Ehl-i beytten bir zattır. Yine Peygamber efendimiz, bütün Müslümanlar için buyuruyor ki:
(Ölülerinizin hatalarını söyleyerek, onları üzmeyiniz!) [Tirmizi]
Bu iki zat bizim ölülerimiz değil mi? Onlara bir Müslüman nasıl dil uzatır?
Resulullah efendimiz Eshab-ı kiramın hataları olsa bile, bunların söylenmesini yasaklıyor. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Eshabımın kusurlarını söylemeyin!) [Deylemi]
Peygamber efendimizin bu emirleri dinlenmeyip, o büyük zatlara dil uzatmak çok tehlikelidir. Çünkü Resulullah efendimiz buyuruyor ki:
(Eshabım arasında fitneler çıkacaktır. Allahü teâlâ, o fitnelere karışan Eshabımı, benimle olan sohbetleri hürmetine af ve mağfiret edecektir. Sonra gelenler ise, bu fitnelere karışan Eshabıma dil uzatarak Cehenneme girecektir.) [Müslim]
Allahü teâlâ Eshab-ı kiramı affediyor, dil uzatanları ise Cehenneme sokuyor. O hâlde, Resulullah'ın emrine uyarak Eshab-ı kiram anılınca dilimizi tutmalıyız.
Şah Veliyyullah-ı Dehlevi hazretleri buyuruyor ki:
Hazret-i Ali de, Hazret-i Osman gibi akrabalarını işe almıştır. Bu suçlanacak bir şey değildir. Hazret-i Osman, kendi akrabasına ihsanda bulunmakla, İslamiyet’in bir emri olan (sıla-i rahim) sevabına kavuşmuştur. Üstelik işe aldıklarının maaşlarını kendi malından vermiştir. Beyt-ül-malda olan hakkını almayıp, Müslümanlara dağıtmak, büyük bir fazilettir. Hazret-i Osman’ın akrabaları cihad ettiler. Çok kahramanlık yaptılar. Her mücahid gibi, bunlara da haklarını verdi. Hazret-i Osman zamanında, İslamiyet’in Asya’ya, Afrika’ya yayılmasında, onun bol ihsanlarının çok faydası oldu. Resulullah da, ganimetten, Kureyş kabilesinden olanlara başkalarından daha çok verirdi. Haşimoğullarına bunlardan da çok verirdi. Halifenin, dilediğini, dilediği işin başına geçirmesi hakkıdır, hattâ vazifesidir. Yakından tanıdığı akrabaları, kendisine daha itaatli oldukları için, onları tercih etmesi iyi oldu. [Kabiliyetini, huyunu suyunu bilmediği kimseleri, yabancıları işin başına alması elbette yanlış olurdu.] Eshab-ı kiramın üzerinde ittifak ettiği Mushaf’ı çoğaltıp dağıtmakla İslamiyet’e büyük hizmet etti. (Kurret-ül ayneyn fi-tafdil-iş-şeyhayn)
Selam olsun
Biz dünyaya ettik veda,
Kalanlara selam olsun.
Bizim için hayır dua,
Kılanlara selam olsun.
Ecel büker belimizi,
Söyletmez hiç dilimizi,
Hasta iken hâlimizi,
Soranlara selam olsun.
Tenim ortaya açıla,
Yakasız gömlek biçile,
Ölünce ılık su ile,
Yıkayana selam olsun.
Mevt şerbeti içilince,
Beyaz kefen biçilince,
Bir yerimiz açılınca,
Örtenlere selam olsun.
Veda ettik postumuza,
Gidiyoruz dostumuza,
Namaz için üstümüze,
Duranlara selam olsun.
Şu fâniye gelen gider,
Mala mülke, veda eder,
Nerde diye, bizden haber,
Soranlara selam olsun.
Yunus der, aşk dolu özüm,
Kanlı yaşla doldu gözüm,
Bilmeyene yoktur sözüm,
Bilenlere selam olsun.

Hiç yorum yok: