4 Mayıs 2012 Cuma

tevbe

Sual: Bir kimse, hep aynı günahı işlemeye devam edip, ardından tevbe etse, sonra yine aynı günahı işlemeye devam etse, tevbesi makbul müdür?
CEVAP
Günahı bırakmadıkça, tevbesi makbul olmaz. İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Günahı bırakmadan istiğfar eden, Rabbi ile alay ediyor demektir.) [İ. Asakir]
(Günahına tevbe eden, sonra bu günahı tekrar yapan, sonra yine istiğfar eden; üçüncüye yine yapar ve yine tevbe ederse, dördüncü olarak yapınca, büyük günah yazılır.) [M. Rabbani 2/66] (Ama tevbesini bin kere bozsa, yine samimi olarak tevbe ederse tevbesi sahih olur.)
Bir genç, tevbe edip, yine de günahlara devam ediyormuş. Başına bazı belalar da gelince, bir âlime gidip, (Ben tevbe ettiğim hâlde Allah yine bana bela gönderiyor, bu nasıl oluyor?) demiş. Âlim de, (Tevbe etmek, bir daha o günahı yapmamak demektir. Günahtan el çekmeden tevbe etmek, Rabbiyle alay etmek olur. Makbul tevbe, o günahın bir daha gündeme gelmemesidir) demiş.
Tevbeden sonra, günaha dalma!
Utan Allah’ı alaya alma!
Çarşafın yasaklanması
Sual: II. Abdülhamid Han, kadınların çarşaf giymesini niçin yasaklamıştır?
CEVAP
Bu husustaki emrin özeti şöyledir:
Büyük İslâm devletinin ayakta durması, kadın ve erkek bütün Müslümanların her türlü hâl ve hareketlerinde dinin hükümlerine uymalarına bağlıdır. Aksi hâl, Allah korusun, gerek fertler, gerek devlet için, maddî ve manevî sonsuz zararlara sebep olacağından, İslam kadınlarının Allah’ın emirlerinden olan örtünme usul ve kaidelerine, fevkalade dikkat ve itina etmeleri gerekir. Bu çarşaflar, İslam kadınlarınca örtünmeye asla münasip ve müsait olmadığı gibi, bazı münasebetsiz erkekler tarafından da, kötü maksatlarla giyilebilir. Dindarlık ve maslahat bakımından meydanda olan zararlarından ötürü, gereği uygun bir şekilde anlatılarak, kadınların çarşaf giymelerinin yasaklanması Padişah emri iktizasındandır. (Yıldız Saray-ı Hümâyûnu Baş Kitabet Dairesi 5894; 2 Nisan 1892 Hükümdar Başkâtibi)
Halebi-i kebir’de, (Kadınlar dır denilen örtüyle örtünür. Dır’ın yakası göğüsten ayağa kadar açıktır) buyuruluyor. Demek ki, İslâm kadınlarının çarşafla örtünmeleri, sonradan âdet oldu. Şimdi, çarşaf âdet olan yerlerde çarşafla, manto âdet olan yerde geniş manto ve kalın baş örtüsüyle örtünmelidir. (S. Ebediyye)

Hiç yorum yok: