20 Mayıs 2012 Pazar

tarikatler

Sual: Gerçek tarikatların ve mürşid-i kâmillerin bulunduğu devirlerde, tarikata girmek farz mıydı? Farz idiyse, bugün o boşluğu nasıl doldurmalıyız?
CEVAP
Tarikata girmek farz değil, müstehabdır. Ahlâk bilgilerini öğrenip kalbi temizlemeye çalışmalı. Bunun için İslâm Ahlakıkitabını okumalı. Bu bilgileri öğrenip onları yapmaya çalışmakla kalb temizlenir. Kalbin temizlenmesi yalnız tarikatla olsaydı, tarikata girmek de vacib olurdu. Kalbi temizlemenin yolları çoktur. Kalbin temizlenmesi vacib, İslâm Ahlâkı kitabındaki bilgileri öğrenmek farzdır. Müstehabı yapmakla vacib yapılır, ama zordur. Farz yapılınca, vacib kendiliğinden yapılmış olur. Piyasadaki sapık tarikatlardan birine giren kimse, dinini bozmuş ve kendini tehlikeye atmış olur. Bu tarikatların sapık olup olmadığı, Ehl-i Sünnet âlimlerinin kitaplarına uygun olup olmamakla anlaşılır. Mesela tarikat şeyhi, (Ben Mehdiyim), (Ben bir mezhebe uymam) gibi bir şey diyorsa veya Eshab-ı kiramdan bazılarını kötülüyorsa, o sapıktır.
Kâfirin kul hakkı
Sual: Bir kâfir, Müslüman olunca, bütün günahları affoluyor, hattâ günahları sevaba çevriliyor. Kâfirin kul hakkı varsa, hak sahipleri onu affetmezse ne olacak?
CEVAP
Âyet-i kerimede ve hadis-i şeriflerde (İman edenin bütün günahları affedilir) buyuruluyor. Bütün günahlarının içinde, kul hakları da vardır. Cenab-ı Hak, hak sahiplerinin haklarını verir, hiç kimseyi mağdur etmez.
İmama sonradan uyan
Sual: İmama sonradan yetişen kimse, son oturuşta, Ettehıyyatü’yü okuduktan sonra ayağa kalksa, fakat imam az sonra secde-i sehv yapsa, bu kimse, oturup imamla secde-i sehv yapmasa, namazı bozulmuş olur mu?
CEVAP
Ettehıyyatü'yü okuyup ayağa kalkmak yanlıştır. İmamın selam vermesini beklemek lazımdır. Beklemeden ayağa kalkılırsa, namaz bozulmuş olmaz, ama namazın sonunda secde-i sehv yapmak gerekir. (Halebi)

Hiç yorum yok: