24 Temmuz 2012 Salı

telefonu çok çaldırmak

Sual: Bir arkadaş, (Medeni insan, telefonu üç kere çaldırır, daha fazla çaldırmak saygısızlıktır) dedi. Üç kere çaldırıp kapatınca, bazı kimseler, (Hemen niye kapattın, açmaya geliyordum) diye bizi azarlıyorlar. Bu işte ölçü nedir?
CEVAP
Bu işler izafidir, rölatiftir, şimdi göreceli deniyor. Yani kişilere göre değişebilen bir şeydir. Tek ölçü verilmez. Birkaç örnek verelim:
1- Bizim kurumsal hattımız var, ücretsizdir. Şahsen ben, samimi olup, çok telefon ettiklerime, bir iki kere çaldırıp bırakıyorum. Eğer o arkadaş müsaitse, beni arıyor. O anda namaz kılıyordur, lavabodadır, öteki telefonuyla konuşuyordur veya başka bir işin başındadır. Ücretsiz olduğu için müsait olunca beni arıyor. Bazı tanıdıklarım da aynısını bana yapıyor. Çaldırıp bırakıyor. Bu, (Müsait olunca beni ara) demektir. İkisi de ücretsiz olduğu için bir art niyet aranmıyor.
2- Ücretsiz hattı olmayan başka birini ararken, sonuna kadar çaldırıyorum. Cevap gelmezse, hemen bir daha aramıyorum. Çünkü namaz kılıyordur. Dört rekât namaz kılacak kadar beklemek gerekir. Ölçü bu. On dakika sonra tekrar arıyorum. Yine cevap gelmezse artık aramaya gerek yok.
3- Çok oluyor. Namaz kılarken devamlı çalıyor. Tanıdık olanların çok çaldırması bu yönden iyi olmuyor.
Görüldüğü gibi arayanın ve aranılanın durumuna göre değişen bir şeydir. Bir ölçü verilemez. Âcil durum olur, devamlı aramak gerekebilir. Uyanık olduğu bilinmeden ve âcil bir iş olmadan gece saatlerinde aramamalıdır. Gece yatsıyı kılıp yattığım oluyor. Tam uykudayken telefon çalıyor. (Buyurun) diyorum. (Birkaç arkadaş sohbet ediyorduk, uykumuz kaçtı. Bir sual de hatırımıza geldi. Sorabilir miyiz?) deniyor. (Âcil mi?) diyorum. (Hayır) diyor. Sabah sorabileceğini gece soruyor. (Namazımız oldu mu, oruca niyet edebilir miyiz?) gibi âcil bir sual olsa, ürküttüğü kurbağaya değer. Soran gibi, cevap veren de sevaba kavuşur.

Hiç yorum yok: