5 Ağustos 2012 Pazar

herkes eşit olsaydı

Sual: Bir ateist, (Her şeyi Tanrı yaratıyorsa, herkesi niye eşit yaratmıyor? Kimini sağlam kimini sakat, kimini uzun kimini cüce, kimini güzel kimini çirkin, kimini zengin kimini fakir, kimini beyaz kimini zenci, kimini akıllı kimini deli yaratmıştır. Herkesi, her şeyi eşit yaratsaydı daha uygun olmaz mıydı?) diyor. Bu ateiste ne söylenebilir?
CEVAP
Önce, yaratılış hakkında bilgi verelim.
Allahü teâlâ, uçsuz bucaksız görülen kâinatı ve içindekilerin hepsini insanlar için yaratmıştır. (Niye o kadar çok şey yarattı?) veya (Niye daha farklı bir şeyler yaratmadı) diye Allah'ı sorgulamaya kimsenin hakkı olamaz. Bir sineği yaratmaktan âciz olan insan, akıl almayacak ve sayılamayacak kadar çok şeyi yoktan yaratana hesap soramaz. Bu yaratılanların hikmetini, sebebini bilemeyiz.
İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
Yeryüzündeki bütün akıl sahipleri, bir araya gelip araştırsalar, Onun yarattığı herhangi bir şeyin, daha uygun, daha iyi bir şeklini bulamazlar. Her şeyin, olması gerektiği gibi yaratılmış olduğunu anlarlar. Çirkin yaratılan bir şeyin, en uygun, en kâmil şekli, çirkin olmasıdır. Çirkin olmasa noksanlık olur, yersiz olurdu. Çünkü çirkinlik olmasaydı, mesela güzelliğin kıymetini kimse bilemez, güzellik tatlı olmazdı. Kusurlu şeyler olmasaydı, kusursuz şeylerin kıymeti bilinmez, kusursuzluk tatlı olmazdı. Çünkü kâmil ve nâkıs, birbiriyle ölçerek anlaşılır. Mesela, baba olmasa, çocuk olmaz. Çocuğu olmayan, baba olmaz. Böyle şeylerden, birinin var olması, ötekinin varlığı ile belli olur. Ölçmek, iki şey arasında olur. İkilik olmazsa, ölçü ve ölçmenin sonu elde edilemez. Allahü teâlânın işlerinin faydasını, insanlar anlayamayabilir. Fakat anlaşılmasa da, en faydalı, en iyi şeklin, Onun yarattığı şekil olduğuna inanmak lazımdır. Sözün kısası, dünyada bulunan her şey, hastalık, kuvvetsizlik, hattâ günahlar ve küfür, yok olmak, kusur, dert ve elem, hikmetsiz, faydasız, yersiz değildir. Hepsi, en uygun, en faydalı şekilde yaratılmıştır. (K. Saadet)
Konunun daha iyi anlaşılması için birkaç örnek verelim:
Herkes, her bakımdan eşit yaratılsaydı, büyük bir felaket olur, toplumlar olmazdı. İnsanlar, boy, renk, şekil, akıl, zenginlik, sıhhat, kuvvet, güzellik, ahlâk gibi her hususta eşit olunca, tornadan çıkmış gibi birbirinin aynı olunca milyarlarca insanı birbirinden ayırmak mümkün olmaz. Karı koca birbirini tanıyamaz, hanımıyla kızını, oğluyla babasını ayıramaz, hayat felç olur. Sırf bu şekil benzerliği bakımından, binlerce problem ortaya çıkar. Diğer sahadaki eşitlikler görülmeden, yaşanmadan hayat söner.
Herkes bilgi ve kültür bakımından da eşit olunca, gazeteye, kitaba, filme ihtiyaç kalmaz. Güreş, koşu, yüzme gibi sporlar ve yarışlar olmaz, çünkü herkes aynı kabiliyettedir.
İyinin kıymeti, kötü ile bilinir. Herkes iyi olunca, iyinin kıymeti kalmaz. Çirkinlik olmayınca, güzellik anlaşılmaz. Hastalık olmayınca sağlığın kıymeti bilinmez.
Bir kimse, okuyup her bakımdan mükemmel bir insan olmak ister. Herkes aynı olursa, kim kimden üstün olacaktır? Âmirsiz, memursuz, işçisiz, patronsuz toplum olmaz. Herkes aynı bilgiye sahip olursa, zengin fakir olmazsa, çöpleri kim temizleyecek? İnşaatta kim çalışacak? Yer altında, maden ocaklarında kim çalışacak? Kim hizmetçi olacak? Herkesin kültür seviyesi aynı olunca doktora, avukata, mühendise ihtiyaç kalmayacak. Aşağı sayılan işleri kimse yapmayacak, ortalık karışacak. Herkes erkek veya kadın olsaydı, karşı cins olmayınca zürriyet nasıl devam edecekti?
Her hususta eşitliğin zararları sayılamayacak kadar çoktur. Onun için Allahü teâlâ, her şeyi hikmetli ve adaletli yaratmıştır. Adalet olunca işler düzgün yürür. Mesela beş parmağın beşi de aynı olsaydı, başparmak diğerlerinin arasında olsaydı, bugünkü kadar verimli iş yapılamaz, büyük eksiklik olurdu. Allahü teâlâ, her şeyi yerli yerince yaratmıştır. Eksiklik, fazlalık olmaz.
Sahur yemeği
Sahur yemeklerinin fazileti pek çoktur,
Sahur yemeği için, sorgu ve sual yoktur.

Hiç yorum yok: