14 Ocak 2013 Pazartesi

Felsefecinin mezhebi

Sual: Birçok kitap yazan felsefeci şöyle diyor:
(1- Ben Muhammedîyim. Benim dinim, Muhammed’in dinidir. 2-Benim mezhebim, Muhammed’in mezhebidir. 3- Kimseye tâbi olmam, kendi yolumu kendim çizerim. 4- Resulullah dâhil, Kur’anı aracısız olarak kendim yorumlarım. Kur’andan başka kaynak da tanımam. 5- Mezhep imamları ve bütün âlimler istişarî mahiyetteki kişilerdir, ictihadları ve fetvaları bizi bağlamaz.)
Felsefeci, (Ben mezhepsizim) mi demek istiyor?
CEVAP
Demek istemiyor, açıkça öyle söylüyor. Her maddeye kısaca cevap verelim:
1-Hristiyanlar, Müslümanlığı hak din kabul etmedikleri için, (Müslümanlar Muhammedîdir. İslamiyet, onun uydurduğu dindir) derler. Bir Müslüman, (Ben Müslümanım) der, (Muhammedîyim) demez. (Muhammed’in dinindenim) de demez. Sadece (Ben Müslümanım) der. Bunları demediğine göre, felsefecinin Müslümanlardan farklı bir yolda olduğu pek açıktır.
2- Bütün mezhepsizler, bir mezhebe tâbi olmadıkları için (Şu mezhepteyim) demezler. Hiçbir İslam âlimi de, (Ben Muhammedî mezhebindeyim) dememiştir. Böyle bir mezhep yoktur. Mezhepsizler, kendilerini kamufle etmek için böyle diyorlar.
3-Kimseye tâbi olmamak tamamen felsefeciliktir, mezhepsizliktir. Allahü teâlâ, (Resulüme tâbi olun!) buyuruyor. Resulü de, (Âlimlere tâbi olun!) buyuruyor. Âlimlere, yani bir mezhebe tâbi olmamak, Resulullah'ın “sallallahü aleyhi ve sellem” emrine uymamak olur. Hani (Muhammedîyim) diyordu. Niye (Âlimlere tâbi olun!) emrine uymuyor? Sapıklığını gizlemek için böyle dediği pek açıktır.
4- Kur’anın doğru tefsirini Resulullah yapmıştır. İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki: Kur’an-ı kerimin tefsiri, ancak Resulullah'tan “sallallahü aleyhi ve sellem” işitildiği gibi yapılabilir. (Kur’an-ı kerimi, kendi görüşüne, anlayışına göre tefsir eden kâfir olur) hadis-i şerifi bunu bildirmektedir. (1/234)
Felsefeci, hem (Muhammedîyim) diyor, hem de Resulullah’ın Kur’andan anladığına değil, kendi anladığına tâbi oluyor. Muhammedîyim demesi nerede kaldı? Diğer mezhepsizler (Kitap Sünnet) diyor. Bu, sünneti de kabul etmiyor, ama yine de, mezhepsiz demesinler diye, (Muhammed’in mezhebindenim) diyor. Tek delil Kur’an değildir. Âlimler için delil dörttür: Bunlar, Kitap, Sünnet, İcma ve Kıyas-ı fukaha’dır. Birini inkâr eden mezhepsiz olur.
5- Mezhep imamlarımızın, büyük âlimlerimizin verdiği fetvalar ve çıkardıkları hükümler için (Bizi bağlamaz) diyor. Hâlbuki Peygamber efendimiz, (Âlimlere, müctehidlere tâbi olun!) buyuruyor. Hattâ müctehid hata etse bile, kendisine sevab verileceğini, ona uyanlara günah olmadığını, aksine sevab kazandıklarını bildiriyor. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Müctehid, ictihadında hata ederse bir, isabet ederse, iki sevab alır.) [Buharî]
Bir büyüğe tâbi olmak büyük şereftir. Eshab-ı kiramın hepsi mutlak müctehid olduğu hâlde, Peygamber efendimize tâbi oldukları için peygamberlerden sonra en yüksek makama kavuşmuşlardır. Tabiîn, Eshab-ı kirama tâbi oldukları, onları taklit ettikleri için yüksek bir şerefe kavuşmuşlardır. Onlardan sonra gelenler de onlara tâbi oldukları için Tebe-i tabiîn olma şerefine yükselmişlerdir. Bir âyet-i kerime meali:
([Eshabdan] Muhacir ve Ensar’la iyilikte onların izinden gidenlerden, [onlara uyanlardan] Allah razıdır. Onlar da, Allah’tan razıdır. Allah, onlara Cenneti hazırladı.) [Tevbe 100]
Bu âyet-i kerimede, Eshab-ı kirama ve onların izinden giden Tâbiîne uymak gerektiği bildiriliyor. Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(İnsanların en hayırlısı asrımdaki Müslümanlardır yani Eshab-ı kiramdır. Onlardan sonra en iyileri, onlardan sonra gelenlerdir, yani Tâbiîn’dir. Onlardan sonra en iyileri, onlardan sonra gelenlerdir, yani Tebe-i tâbiîn’dir. Artık bunlardan sonra yalanlar yayılır. Bunların sözlerine ve işlerine inanmayın!) [Buharî]
Görüldüğü gibi Tâbiîne tâbi olmamak felakettir, mezhepsizliktir. İmam-ı a’zam hazretleri, Tâbiîndendir, diğer mezhep imamları da Tebe-i tâbiîndendir. Yani âyet-i kerime ve hadis-i şerifte kendilerine tâbi olunması bildirilen ve övülen zatlardır. Bu zatlara uymamak Allahü teâlâya ve Resulüne karşı gelmek olur.
Ağlatan söz
Âlemde nice göz var, sözden iyi anlatır,
Nice söz de vardır ki, kuru gözü ağlatır.

Hiç yorum yok: