10 Ocak 2013 Perşembe

Çirkin iftira

Sual: Ateist bir öğretmen, (Bilimin ilerlemesine en büyük darbeyi Gazalî vurmuştur. “Bilimle uğraşmak lüzumsuzdur, sadece ibadetle meşgul olunmalı” diyerek ilim kitaplarını yaktırmıştır. Osmanlı devletini yıkan, bu Gazalî felsefesi olmuştur) diyor. İmam-ı Gazalî’nin eserlerinde böyle bir şey var mıdır, yoksa bir iftira mıdır?
CEVAP
Evet, bu, tamamen iftiradır. Bu iftirayı yapanın, Müslümanlıktan hiç haberi olmadığı anlaşılmaktadır. Bilim dediği fen ilimleri, İslamî ilimlerin bir koludur. Büyük bir İslam âlimi olan İmam-ı Gazalî hazretlerinin, ilmi öven yazıları çoktur. Değil bir âlim, sıradan bir Müslüman bile, İslamî ilimlerin kolları olan fen ilimlerine yani Müslümanlığa karşı çıkmaz. İmam-ı Gazalî, (Astronomi ve anatomi bilmeyen, Allahü teâlânın varlığını ve kudretini anlayamaz. Bu ilimleri iyi öğrenmek lazımdır) buyuruyor. (İhya)
Yine İmam-ı Gazalî hazretleri buyuruyor ki: Müslümanların bilmesi, öğrenmesi lazım olan bilgilere (Ulum-i İslamiyye) yani Müslümanlık bilgileri denir. Bu bilgilerin bazısını öğrenmek farz, bir kısmı sünnet, bir kısmı da mubahtır. İslam bilgileri, başlıca iki büyük kısma ayrılır:
1- Naklî ilimler: Bunlara (Din bilgileri) de denir.
2- Aklî ilimler: Matematik, mantık, edebiyat, tıp, fizik ve kimya gibi tecrübî bilgilerdir. Bunlar, his organlarıyla duyularak, akılla incelenerek, tecrübe ve hesap edilerek elde edilir. Bu bilgiler, din bilgilerinin anlaşılmasına ve onların tatbik edilmesine yardımcıdır. Bu bakımdan lüzumludur. Canlıları öğretene (Ulum-i tıbbiyye = Tıp), cansızları öğretene (Ulum-i hikemiyye = Hikmet), gökleri, yıldızları öğretene (Ulum-i felekiyye = Astronomi), Arz bilgilerine (Ulum-i tabiiyye = Tabiat bilgileri) denir. Bunların hepsi İslamî ilimlerin birer koludur.
Müslümanlar, birçok fen vasıtası yapıp kullanmışlardır. Pusula 1288’de keşfedildi. İğneli tüfek 1866’da, top ise 1361’de keşfedildi. Fatih tarafından da kullanıldı. İslamiyet, İslam’a karşı olanların, İslam ahlakını bilmeyenlerin, ilim şekline soktukları, ders, görev adını verdikleri ahlaksızlıkların, uydurma tarihlerin, İslamiyet’e yapılan iftiraların okutulmasını, öğrenilmesini yasaklamakta, zararlı, kötü propagandalardan kaçınılmasını, faydalı, iyi bilgilerin öğrenilmesini istemektedir.
İslamiyet, faydalı olan her ilmi, her fenni ve her tecrübeyi emreden bir dindir. Müslümanlar, fenni sever, fen adamının tecrübelerine inanır, fakat fen adamı sanılan fen yobazlarının iftiralarına, yalanlarına aldanmaz.
İmam-ı Gazalî hazretleri, Kimya-i Saadet kitabında, fenni ve tecrübeyi emreden hurma aşılamakla ilgili hadis-i şerifi bildiriyor:
Bir gün Eshab-ı kiram, (Ya Resulallah, Yemen’de hurma ağaçları başka türlü aşılanıyor ve daha iyi hurma alıyorlar. Biz Medine’deki ağaçlarımızı babalarımızdan gördüğümüz gibi mi aşılayalım, yoksa Yemen’de gördüğümüz gibi aşılayıp da, daha iyi ve daha bol mu elde edelim?) diye sorunca, Resulullah efendimiz, “sallallahü aleyhi ve sellem” bunlara, (Biraz bekleyin! Cebrail aleyhisselam gelince, ona sorar, anlar, size bildiririm) veya (Biraz düşüneyim. Allahü teâlâ, kalbime doğrusunu bildirir. Ben de, size söylerim) demedi. (Tecrübe edin! Bir kısım ağaçları, babalarınızın usulüyle, başka ağaçları da, Yemen’de öğrendiğiniz usulle aşılayın! Hangisi daha iyi hurma verirse, her zaman o usulle yapın!) buyurdu. Yani fennin [bilimin] esası olan tecrübeye güvenmeyi emretti. Kendisine melek bildirir veya mübarek kalbine elbette doğardı. Fakat dünyanın her tarafında, kıyamete kadar gelecek Müslümanların, fenne sarılmaları için tecrübeyi emretti. İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(İlim Çin’de de, [çok uzakta ve kâfirde de] olsa, gidip alın!) [Deylemî, Taberanî, Beyhekî]
(Fen ve sanat müminin kaybettiği malıdır. Nerede bulursa almalıdır.) [İbni Asakir]
İslamiyet, bütün fen kollarında, ilim ve ahlak üzerinde, her çeşit çalışmayı önemle emretmektedir. Bunlara çalışmak, farz-ı kifâyedir. Hattâ bir İslam şehrinde, fennin yeni bulduğu bir alet, bir vasıta yapılmayıp, bu yüzden bir Müslüman zarar görürse, o şehrin idarecilerini, âmirlerini, İslamiyet sorumlu tutmaktadır. Savaş için gereken her çeşit bilgi ve aleti edinmeyi emreden hadis-i şerifler çoktur. Bunun içindir ki, bugün, bir İslam milletinin, atom bombası, suni uydu yaparak Müslümanlığı dünyaya tanıtması farzdır. Yapmaya çalışılmazsa, büyük günah olur.
İmam-ı Gazalî hazretleri, bu bilgileri çok iyi bilen ve anlatan büyük bir zattır. Böyle büyük bir zata iftira etmek çok çirkindir.
Belaya hazır ol
Kırılmadık taş olmaz, ava gelmez kuş olmaz,
Metanetle karşıla, başa gelmez iş olmaz.

Hiç yorum yok: