3 Ekim 2013 Perşembe

Keramet nerede?

Sual: Yunus Emre’ye veya Hacı Bektaş-ı Velî hazretlerine yahut uygunsuz birine ait olduğu da söylenen şu dörtlükte Mekke ve Hac niye kötüleniyor?
Hararet nardadır, sacda değildir,
Keramet baştadır, tacda değildir,
Her ne arar isen, kendinde ara!
Kudüs’te, Mekke’de, Hacda değildir.
CEVAP
Eğer bu dörtlük, uygunsuz birine aitse, doğru anlaşılması için tevile gerek yoktur. Ama Hacı Bektaş-ı Velî hazretleri gibi büyük bir zata aitse şöyle tevil edilebilir:
Kudüs, Mekke kıymetli yerlerdir. Hac, gidebilene farzdır, çok kıymetli bir ibadettir. Fakat imanı olmayan veya bid’at ehli olan kimse, buralara gitse, hac yapsa hiç kıymeti olmaz. Yoksa (Hac ve Mekke kıymetsiz) demek değildir. Bunlar ancak imanlı olana kıymet verir.
(Keramet tacda değildir) sözü de güzeldir. İnsan kıyafetiyle, hırkasıyla, cübbesiyle, başındaki tacıyla, oturduğu tahtıyla değer kazanmaz. Kılık kıyafetle, hattâ tahsille bile insanın kemale ermediği anlatılmaktadır. Nitekim cahil biri, merhum Nasreddin Hocaya, okunması zor bir yazı getirir. (Hoca bunu oku!) der. Hoca bakar, (Okuyamadım) der. O kişi, (Başındaki kavuğundan, sarığından utan!) der. Merhum hoca, (Eğer keramet sarıktaysa, buyur sen oku!) diyerek sarığı o kişinin başına geçirir.
 
Ölüm peşinde
Önünü göremezken, gözü hep uzaktadır,
Ölüm peşinde gezer, bir ayak tuzaktadır.

Hiç yorum yok: