[Islâmiyyeti anlamamıs olan ba’zı kimseler, müslimânlara, egoist, ya’nî hodbin,
kendini düsünen diyor. Nemâz kılanlara, (Kendini Cehennemden kurtarmak için
nemâz kılacagına, kalk insanlara hizmet et!) diyor. Islâm dîninin, egoist dîni olmadıgını,
egoist olmıyanların kıymetli oldugunu, yukarıda çok güzel bildirdik. Nemâz
kılmaga gelince, müslimânlar, câhillerin zan etdigi gibi, Cehennemden kurtulmak,
râhata kavusmak için ibâdet etmez. Allahü teâlânın emri oldugu için, vazîfe oldugu
için ibâdet yapar. (Vazîfe, âmir tarafından emr edilen seyi yapmak, men’ edileni
yapmamakdır). Âmirlerin emrleri birbirine benzemiyorsa, dahâ üstün olan âmirin
emri yapılır. Askerlikde bile, birinci vazîfe, büyük âmirin emrini yapmakdır.
Kâfirler, gençleri aldatmak için, vazîfe mukaddesdir. Önce vazîfe, sonra nemâz,
diyor. Evet, vazîfe onların zan etdiklerinden de dahâ çok mukaddesdir. Fekat, birinci
vazîfe, en büyük âmirin emrini yapmakdır. En büyük âmir, Allahü teâlâdır.
O hâlde birinci vazîfe, nemâzdır. Hiçbir âmir, hiçbir kumandan, hiçbir makâm, bu
birinci vazîfeyi degisdirmemelidir. Istirâhat zemânlarında, yatakhânede, buna da
imkân yoksa, abdesthânede nemâzı yine kılmalıdır. Fekat, en iyisi, bu derece kara,
katı kalbli din düsmanlarının yanında çalısmayıp, uzaklasmalıdır. Bu müslimâna,
cenâb-ı Hak elbette baska yoldan, dahâ çok rızk verir. Imâm-ı Gazâlî “rahmetullahi
aleyh” (Kimyâ-i se’âdet) kitâbında buyuruyor ki, (Nemâza mâni’ olan, güçlük
çıkaran vazîfede bereket olmaz. Nemâza elverisli olan vazîfelerde bereket vardır).
Yetmisdokuzuncu sahîfede diyor ki, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”
buyurdu ki, (Müslimân demek, müslimânlara eli ile, dili ile zarâr vermiyen
kimse demekdir). Her müslimânın böyle olması lâzımdır. Bir hadîs-i serîfde,
(Îmânı kâmil olanınız, ahlâkı güzel olanınızdır!) buyuruldu. Görülüyor ki, îmân bile,
ahlâk ile, insanlara fâideli olmakla ölçülmekdedir. (Islâm ahlâkı) kitâbımızda,
müslimânların güzel ahlâkı uzun yazılıdır. Nemâz kılarken, bütün mü’minlere
selâm verilmekde, düâ edilmekdedir. Nemâz kılmıyan ise, mü’minlerin bu hakkını
çignemekdedir. O hâlde, nemâz kılmak, hodgâmlık degil, hayrhâhlıkdır. Nemâz
kılmamak ise, zulmdür.]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder